17 yıldır moda dünyasının içinde olan bir isim Haktan Bucke. Hayata geçirdiği koleksiyonları ile her daim moda dünyasının çizgisini belirleyen bir isim olarak karşımıza çıkıyor.
Antalya Fashion Week sahnesinde bu yılda büyük beğeni toplayarak izlediğimiz Haktan Bucke ile bizlerde oldukça keyifli bir röportaja imza atıyoruz. Kendisiyle gerçekleştirdiğimiz röportajımızda Antalya Fashion Week’ten ve tasarım ilhamlarından bahsetme fırsatı yakalarken sezona dair trendler hakkında da konuşmayı ihmal etmedik.
RÖPORTAJ : Mine Akdoğan – XL Dergisi
Antalya Fashion Week podyumlarında karşımıza çıkan koleksiyonunuz hakkında neler söylersiniz?
Koleksiyonun teması Kleopatra – “Queen of Queens” (Kraliçelerin Kraliçesi).
Günümüzde Kleopatra yaşasaydı nasıl giyinirdi, bunu hayal edip öyle bir kurgu yarattım aslında.
Geçtiğimiz yıllarda sık sık bu AFW podyumlarında ağırlanmıştınız. Sizin için böyle bir organizasyonda yer almanın önemi?
Bizler için organizasyonlarda yer almak tasarımcılar için bir fırsat. Özellikle organizasyonu yapan kişiler profesyonelse çıkan iş buna entegre oluyor. Herkes harcadığı emeğin karşılığını görmek istiyor. Sadece organizasyon değil saç, makyaj, ışık tüm bu süreci yöneten herkes ne kadar profesyonelse çıkan işte o kadar güzel oluyor. Burada herşey Avrupa standartlarında. İstanbul’da yapılan defilelerin çoğu bile bu standartlarda yapılamıyor. Antalya halkı Antalya Fashion Week’i seviyor ve burada yer alan tasarımcıları destekliyor. Emy organizasyon ve Eda Hanım ile tanışmamızın bu yıl üçüncü yılı, işte tamamen iş yapıyoruz. Özel hayatımızda da eşiyle birlikte bir arkadaşlığımız mevcut. Antalya’yı sevdik burada olmaktan çok mutluyuz.
Haktan Bucke nasıl bir kadına hayal ediyor ve tasarımlarını yaratırken aşamalı nasıl gerçekleştiriyor?
Aslında Haktan Bucke’nin hayal ettiği kadın çok global. Her kadın var. Yani muhafazakar giyinmeyi tercih eden bir kadında var, çok frapan giyinmeyi sevende var ya da çok sıra dışı giyinmek isteyen kadında var. Doğa her zaman en güzel ilham. Doğaldaki renkler, dokular Allah’ın yarattığı şeyler ve hepsi kusursuz. Oradaki renkleri kullanmak gördüğünüz bir endüstriyel tasarımı bile doğanın bir parçasına çevirmek aslında tam anlamıyla yaratıcı olmak en önemli şey. Normal de ben ressamım ve üzerine bir moda eğitimi alarak hayalim olan şey gerçekleştirdim. 17 senedir bu mesleğin içindeyim. Ailemden gelen bir miras aslında genetik olduğunu düşünüyorum bende. İnsanları giydirmek beni çok mutlu ediyor. Herkes alkışlanmayı çok sever. Hayalinizi hayata geçirip onun alkışlanması çok büyük bir mutluluk bence.
Moda dünyasında örnek aldığınız isimler oluyor mu ?
Biz hayal satıyoruz aslında… Ve ben herkesi başarılı buluyorum, çünkü herkesin işinde ciddi bir emek var ve herkesin birbirine örnek olduğunu düşünüyorum. Dünya modasında Alexander Mcqueen’i beğeniyorum. Türkiye’de ise ben jenerasyondan gitmeyi tercih ederim. ve Özgür Masur’u çok beğenirim. Hem duruşuyla hem yaptığı işlerdeki başarıları ile takdir ettiğim bir isim. ama moda sahnesinde dediğim gibi herkes bir emek harcıyor. Bu asla göz ardı edilemez.
Birlikte çalışmak istediğiniz bir modacı var mı?
Ben bu konuda çok açığım. Hatta yakın zamanda da bir tasarımcı arkadaşımla böyle bir konuşma yaptık. Bizim ülkemizde özellikle bu tarz işler biraz daha fazla ”ben” olarak ilerliyor ve hep bir ”ben” var ortada. Ben olduğu zaman işin büyüsü ilhamı ”biz” olduğu zamandan çok daha düşük bir enerji ile ilerliyor. Dolayısıyla ekip işleri her zaman güzel sonuçlar çıkartıyor.
Nasıl bir ekiple çalışmaktasınız ? Size göre bu meslekte eğitim ne kadar önemli?
Eğitim en önemli kıstas. ama ben yaratıcı, görsel gözü olan ve bu sektörde iş yapan insanların alaylı olabileceğine de inanıyorum. Sırf eğitim almış ama hiçbir şeyden anlamayan ama hiç eğitim almamış ama birçok şeyden anlayan onlarca insan gördüm. Eğitim almak sadece kendi yeteneğinizi cilalamak ve geliştirmek aynı zamanda. Dolayısıyla alaylı diye tabir ettiğimiz insanlarla da çalışıyorum. Terzilik eğitimi yıllar öncesine kadar hep alaylı ilerleyen bir süreçmiş. Bir insan kabiliyetliyse her işi yapabilir ama bu işin profesyonel eğitimini alırsa daha da kalibre bir hale getirir. O yüzden bir ekip kurarken evet, eğitim benim için önemli ama çokta ilk sırada değil.
Haktan Bucke tasarımlarının Antalya’da satış noktası var mı?
Pandemi döneminde bir es verdik. Bu es verdiğimiz süreçte bir toptan satış yapan marka kurduk. O marka ile şuan istişare ediyoruz. Antalya’da satış noktalarımız var. Lara’da Antalyalı stil sahibi kadınların tercih ettiği bir butikte bütün koleksiyonumuza ulaşabilirler.
Ünlü bir modacı olmak size neler hissettiriyor?
Her insanda bir ego var. Bu ego karşılıklı beğenilerle çok başka bir yere gidiyor. Ne kadar çok beğeni ne kadar çok takip ve alkış insanı o kadar motive edip besliyor. Ben yeni nesil jenerasyonun önünü açmayı çok seviyorum. Özellikle belli bir süreye kadar insanların işlerini bir yere getirip o belli noktadan sonra yeni jenerasyona kapı açması gerektiğini düşünüyorum. Bizim ülkemizde bu yeni yeni olmaya başladı. Bizim kuşağımızın biraz daha destekçi olduğunu düşünüyorum.
Sezona gelecek olursak… Yaz sezonunda hangi yıldız parçalar ön plana çıkacak acaba?
Spesifik şeylerin moda olması anlayışı artık eskide kaldı. Herkes her şeyi her rengi her şeyle her renkle giyebiliyor. Eskiden bir yılın modası olurdu şimdi öyle bir şey yok. Tabii ki dünyaca ünlü moda tasarımcıları koleksiyonlarında seçtikleri renkleri bizler gibi moda tasarımcılarına ön ayak olmak için belirliyor. Fakat spesifik olarak bu renk bu trend moda diyemiyoruz artık. Şimdiki zamanda Z kuşağı çok başka kafada yaşayan bir kuşak dolayısıyla moda artık biraz evrim geçirdi. Yaz sezonuna gelecek olursak neon renkler bir kez daha ön planda. Önümüzdeki Kış sezonunda ise leylak ve şeftali tonlarını çok göreceğiz. Ayrıca goldlar ve metal renkler de oldukça göreceğimiz renklerden olacak.


