Murat Aytulum, modayı bir ifade biçimi ve sanat alanı olarak gören özgün bir tasarımcı. Deriyle kurduğu güçlü bağı heykelsi formlarla birleştirerek güç, karanlık ve zarafet temalarını öne çıkarıyor. Modayı hızla tüketilen bir olgudan çıkarıp duygularla yoğrulan bir deneyime dönüştüren Aytulum, zamansız çizgileriyle Türk modasının uluslararası sahnedeki güçlü temsilcilerinden biri olarak dikkat çekiyor.
Eda Meltem Yılmaz : Murat Aytulum’u tanıyabilir miyiz?
Murat Aytulum : İzmir doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Anasanat Dalı, Dekor ve Kostüm Tasarımı Bölümü’nden mezun oldum. Mezuniyetimin ardından katıldığım yarışmalar ve kazandığım ödüller, beni kendi markamı kurma yolunda motive etti. 2010 yılında Murat Aytulum markasını hayata geçirdim. Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul (MBFWI) kapsamında sunduğum koleksiyonlarla markamı ulusal ve uluslararası platformlarda tanıtma fırsatı buldum. Kendi markamın yanı sıra, tekstil ve deri sektörlerinde faaliyet gösteren birçok firmaya da danışmanlık yapıyorum.
Eda Meltem Yılmaz : Moda tasarımına olan ilgin nasıl başladı? Seni bu alana yönlendiren dönüm noktası neydi?
Murat Aytulum : Moda serüvenim aslında tamamen içgüdüsel bir ilgiyle başladı. Yeteneklerimi keşfetmem, eğitim sürecim ve edindiğim deneyimler modaya olan tutkumu zamanla bir yaşam biçimine dönüştürdü. Dönüm noktam ise, “Artık özgür olabilirim.” dediğim anda, kendi markamı yaratma fikrinin oluştuğu yerde başladı.
‘’Deriyle kurduğum bağ biraz insan ilişkisi gibi’’
Eda Meltem Yılmaz : Deri serüveninden biraz bahsedermisin ?
Murat Aytulum : Moda dünyasındaki ilk adımlarımı deri tasarımı yaparak attım. Deri Tasarım Yarışması’nda aldığım bir ödülün ardından deri sektörüyle tanıştım ve uzun yıllar birçok firmaya danışmanlık yaptım. Bu süreç, deriyle aramdaki bağı daha da güçlendirdi. Deri benim için sadece bir malzeme değil, yaşayan bir yüzey gibi… Zamanla değişiyor, iz bırakıyor, yaşlanıyor ama değer kaybetmiyor; tam tersine karakter kazanıyor. Bu hikayeye şekil vermekten büyük bir haz duyuyorum. Deriyle kurduğum bağ biraz insan ilişkisine benziyor, pürüzsüzlüğü, dokusu ve kokusu her zaman ilgimi çekmiştir.
Eda Meltem Yılmaz : Murat Aytulum, stilini birkaç kelime ile nasıl tanımlarsın ?
Murat Aytulum : Güçlü, karanlık, heykelsi.
Eda Meltem Yılmaz : İlhamını genelde nelerden alırsın ?
Murat Aytulum : İlhamı tek bir kaynağa sıkıştırmak zor. Bazen bir mimari form, bazen eski bir fotoğraf, bazen de yolda yürüyen yaşlı bir kadının duruşu bile bana ilham verebilir. Duygularla çalışmayı seviyorum; çoğu koleksiyonum aslında bir ruh halinden ya da kişisel bir hikâyeden doğuyor. İlham, benim için dışarıdan topladığım bir şeyden çok, gördüklerimin içimde bıraktığı yankı diyebilirim.
‘’Moda hızlı olabilir ama ruhsuz olamaz’’
Eda Meltem Yılmaz : Günümüz moda sektöründe hızlı tüketim kültürüne nasıl bakıyorsun ?
Murat Aytulum : Hızlı tüketim kültürünü tamamen yok saymak gerçekçi değil, ancak sorgulamadan kabul etmek de mümkün değil. Moda benim için sadece kıyafet üretmek değil; bir karakter ve duygu inşa etmek demek. Bu yüzden bir parçanın birkaç kez giyilip unutulması fikri bana oldukça uzak. Tasarımlarımda uzun ömürlü silüetlere, kaliteli işçiliğe ve duygusal bağ kurabileceğim parçalara odaklanıyorum. Moda hızlı olabilir ama ruhsuz olmamalı.
Eda Meltem Yılmaz : En gurur duyduğun tasarım ya da koleksiyon hangisi?
Murat Aytulum : MBFWI organizasyonunda sunduğum ilk koleksiyonum AW15 “Depression”, bende diğerlerine göre çok daha özel bir iz bıraktı. Ayrıca Deri Tanıtım Grubu projesi kapsamında Milano Duomo Katedrali’nin cephesinde sergilenen tasarımım, hem benim hem de Türk modası adına son derece gurur verici bir deneyimdi.
Eda Meltem Yılmaz : Hedef kitleni nasıl tanımlarsın?
Murat Aytulum : Hedef kitlem, modayı yalnızca bir giysi olarak değil, kendini ifade etmenin bir yolu olarak gören insanlardan oluşuyor. Cesur ama dengeli, detaylara önem veren ve kendi tarzını yaratmaya açık kişiler… Onlar için tasarlarken yalnızca trendleri takip etmiyorum; aksine, kendilerini güçlü ve iyi hissettirecek parçalar üretmeye odaklanıyorum.
Eda Meltem Yılmaz : Modada seni en çok etkileyen tasarımcı ve dönem hangisi?
Murat Aytulum : Tasarım dilime baktığımızda, Alexander McQueen ekseninde şekillendiğini söyleyebilirim. Dönem olarak ise 90’ların sonu ve 2000’lerin başındaki Avant-garde / Dark Couture dönemi ruhuma çok yakın. Güzelliğin değil, hikâyelerin işlendiği o yıllar beni derinden etkiliyor.
“Antalya Fashion Week, modanın farklı kültürlerle buluştuğu, yaratıcılığı ve yeniliği cesurca destekleyen ilham verici bir platform.”
Eda Meltem Yılmaz : Antalya Fashion Week deneyimin ve organizasyon hakkındaki düşüncelerin neler?
Murat Aytulum : Antalya Fashion Week, yalnızca Türkiye’nin değil, uluslararası moda sahnesinde de fark yaratan bir etkinlik. Yaratıcılığı ve yeniliği desteklemesi, tasarımcıları ve markaları global standartlarda buluşturması gerçekten takdire değer. Moda tasarımcılarının ve genç yeteneklerin parlaması, modanın farklı kültürlerle buluşması için muazzam bir platform. Sektöre yepyeni bir bakış açısı kazandırıyor ve enerjisiyle ilham veriyor. Benim de geçtiğimiz sezon yer almaktan büyük mutluluk duyduğum bir organizasyondu. AFW’in, uluslararası moda takviminde önümüzdeki yıllarda çok daha önemli bir konuma ulaşacağına inanıyorum.
Eda Meltem Yılmaz : Antalya Fashion Week’te sunduğun SS25 “Moonlight” koleksiyonundan bahseder misin?
Murat Aytulum : “Moonlight”, siyah ve beyazın zıtlığından doğan, zamanı adeta durduran bir koleksiyon. Sadeliğin içindeki derinliği, karanlığın içindeki aydınlığı keşfetmeye davet ediyor. Her parça, ay ışığının karanlıkla kurduğu büyülü ilişkiyi anlatıyor. “Korunması gerekeni onurlandır” mottosuyla hayat bulan koleksiyonda siyah gizemi ve gücü, beyaz ise ay ışığını ve dokunulmazlığı temsil ediyor.
“Yürümek benim için bir meditasyon şekli.”
Eda Meltem Yılmaz : Moda dışında seni besleyen hobilerin veya ritüellerin var mı?
Murat Aytulum : Moda benim işim, ancak sürekli moda düşünerek beslenmek mümkün değil. Zaman zaman sessizliğe ve kendimle kalmaya da ihtiyaç duyuyorum. Beni en çok besleyen şey yürümek; tek başıma müzik dinleyerek yaptığım uzun yürüyüşler, zihnimi sıfırlamak için bir çeşit meditasyon şekli. Ayrıca sık sık seyahat etmek ve farklı ülke enerjilerini deneyimlemek de kendimi yenilemek için başvurduğum diğer yollar arasında.
Eda Meltem Yılmaz : Genç tasarımcılara verebileceğin en önemli tavsiye ne olurdu?
Murat Aytulum : Kısa vadeli hedeflerle başlayıp çok çalışarak asıl hedeflerine ulaşmaları gerektiğini düşünüyorum. Bu uzun yolculukta daima sabırlı olmalarını ve biraz da inatçı bir yapıyla mücadele etmelerini öneririm.
Eda Meltem Yılmaz : Önümüzdeki dönemde senden neler göreceğiz?
Murat Aytulum : Uluslararası moda platformlarında daha görünür olmak adına yeni hedeflerim ve girişimlerim var. Ayrıca marka iş birlikleriyle markamı daha ulaşılabilir bir hale getirmek için çalışmalarımı sürdürüyorum. Ve tabi ki Antalya’yı çok sevdim. 2026’da yine gelmeyi çok isterim.


