Antalya Fashion Week

ANTALYA’DAN DÜNYAYA UZANAN BİR MODA HAYALİ: EDA MELTEM YILMAZ

Antalya’dan Dünyaya Uzanan Bir Moda Hayali: Eda Meltem Yılmaz’ın Vizyon ve Azimle Global Moda Sahnesine Yolculuğu”


“Antalya Fashion Week, artık sadece bir etkinlik değil; bir vizyonun ve şehrin global moda sahnesindeki imzası.”


Röportajların en klasik ama en merak edilen sorusuyla başlayalım: Bize biraz kendinizden söz eder misiniz? Eda Meltem Yılmaz kimdir, nasıl bir yolculuğun içindedir?


Ben Eda Meltem Yılmaz, Antalyalıyım. 18 yaşından itibaren moda ve organizasyon sektörünün içinde oldum. Yolculuğumun merkezinde her zaman yaratıcılık ve üretme tutkusu vardı. Türkiye’de ve dünyada pek çok moda organizasyonunun her alanında görev alarak deneyim kazandım. 2010 yılında Antalya’da kurduğum EMY Organizasyon&Ajans ile profesyonel serüvenime adım attım ve kısa sürede hem Türkiye’de hem de yurt dışında projelerle büyüdüm. 2018’den bu yana ise Antalya Fashion Week’i şehrimize kazandırarak hayalim olan bir moda haftasını uluslararası bir platforma dönüştürmek için çalışıyorum. Antalya’nın tarihi, kültürel ve turistik değerlerini moda ile buluşturmak, hem şehrime hem de ülkemin modasına kalıcı bir miras bırakmak istiyorum. Bugün geldiğim noktada bu yolculuk sadece bir meslek değil, bana hayat veren bir tutku.


“EMY, şehrin hikâyesini dünyaya anlatan bir vizyon markası oldu.”


EMY Organizasyon&Ajans bugün Antalya’nın en bilinen organizasyon şirketlerinden biri. Peki bu yolculuğa çıkarken aklınızda nasıl bir hayal vardı? ‘Tam da böyle olmalı’ dediğiniz şey neydi?


EMY’yi kurarken hayalim, Antalya’da sadece etkinlik yapan bir şirket yaratmak değil; şehre değer katan, özgün ve konsept projeler üreten bir marka olmaktı. ‘Tam da böyle olmalı’ dediğim şey, bir organizasyonu sadece kurgulamakla kalmayıp, prodüksiyonundan model ajansına, fotoğraf stüdyosundan dekor ve teknik altyapısına kadar A’dan Z’ye tek çatı altında hayata geçirebilmekti. Bu vizyon, eşim moda fotoğrafçısı Ehat Lekovic’in profesyonelliği ve yaratıcı bakışı ile birleşince, EMY bugün Antalya’nın ötesine taşarak İstanbul ve Belgrad ofisleriyle uluslararası bir marka kimliği kazandı. Başından beri hayalim buydu: Antalya’dan dünyaya uzanan güçlü ve yaratıcı bir yolculuk.


“Antalya Fashion Week, bir anda gelen bir ilham değil; yıllar önce atılan temellerle olgunlaşan bir hayaldi.”


Bir Şehrin Global Moda İmzası: AFW


Gelelim en çok merak edilen konuya… Antalya Fashion Week fikri ilk nasıl ortaya çıktı? Bir anda gelen bir ilham mıydı yoksa uzun zamandır kafanızda olgunlaşan bir hayal mi?


Antalya Fashion Week benim için aslında 20’li yaşlarımda kurduğum bir hayaldi. Dünyada birçok moda organizasyonuna katıldığımda hep şunu düşündüm: ‘Benim şehrimde de böyle bir etkinlik olmalı, bir moda haftası olmalı ve ben bunun içinde yer almalıyım.’ Bu fikirle yıllarca tecrübeler edinerek, düşünerek ve tasarlayarak yol aldım.


2015 yılında hayata geçirmek için ilk adımları attım, 2016’da markayı tescilleyerek projemi resmileştirdim. 2018’de ise Antalya’nın en ikonik mekânlarından Hotel Su’da ilk kez moda severlerle buluşturduk. Antalya benim doğup büyüdüğüm şehir; modaya olan tutkumla şehrime kalıcı bir değer bırakmak istedim.


Bugün Antalya Fashion Week, sadece bir moda haftası değil; Antalya’nın tarihini, kültürünü ve turizmini moda ile buluşturan vizyoner bir proje. O yıllar önce hayalini kurduğum şeyin bugün dünya moda takvimine uzanan bir yolculuğa dönüştüğünü görmek benim için tarifsiz bir mutluluk


Şimdiye baktığımızda Antalya Fashion Week bugün çok geniş kitlelere ulaşan, ses getiren bir organizasyon haline geldi.Peki,  İlk yola çıktığınızda bu kadar büyüyeceğini tahmin etmiş miydiniz?


Antalya Fashion Week’e ilk adımı attığımda, bunun hem benim hem de Antalya için büyük bir hayal olduğunu biliyordum. Ama azimle çalışırsak geniş kitlelere ulaşacağını ve uluslararası moda takviminde ses getireceğini de öngörüyordum. Bugün bunu yaşamak benim için tarifsiz bir heyecan. Elbette başından beri vizyonum büyüktü; çünkü inandım, asla pes etmedim. Hayallerimin peşinden koştum ve işimi doğru şekilde yaptım.


Bugün dünyanın dört bir yanından global tasarımcıların her yıl başvurarak bu etkinlikte yer almak istemesi büyük bir onur. Türkiye’nin önde gelen moda tasarımcılarının en yeni koleksiyonlarını Antalya’da sergilemeleri ve büyük markaların Antalya Fashion Week’e gösterdiği yoğun ilgi ise benim için en büyük gurur kaynağı. İlk yıllarda sadece bir ‘hayal’ olan şey, bugün binlerce kişiye ulaşan, tasarımcıları, markaları ve moda severleri buluşturan güçlü bir organizasyona dönüştü. Ve şimdi, 10. yılımıza doğru yürürken, tam da hedeflediğimiz noktaya emin adımlarla ilerliyoruz.


“Hayallerimin peşinden koştum, asla pes etmedim; bugün Antalya Fashion Week 10. yılına emin adımlarla ilerliyor.”


Antalya Fashion Week‘i  izlerken veya yönetirken, kalbinizi en hızlı çarptıran anlar hangileri oluyor?


Kalbimi en hızlı çarptıran an kesinlikle açılış konuşmasını yapmak. Çünkü o yılı planlarken defalarca kafamda organizasyonu hayata geçiriyorum; ama ışıklar yandığında ve gerçekten sahnede olduğumda, o an bambaşka oluyor. Bir diğer unutulmaz an ise izleyicilerin tepkilerini görmek… Onların heyecanı, alkışları, yüzlerindeki mutluluk ifadesi bana her şeyi unutturuyor. Ve moda tasarımcımız finalde alkışını aldığında, izleyicinin verdiği o enerji tüm emeğin gerçek karşılığı oluyor.


Antalya Fashion Week’i ilerleyen yıllarda nerede görüyorsunuz? Antalya’nın ve etkinliğin modadaki yerini sizce gelecekte nasıl konumlandıracak?


Antalya Fashion Week’i gelecekte yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın sayılı moda haftaları arasında görüyorum. Bizim vizyonumuz; Milano, Paris, Londra ve New York gibi global moda destinasyonlarının hemen arkasında Antalya’yı konumlandırmak. Antalya, tarih ve turizmin başkenti olduğu kadar modanın da buluşma noktası olacak.


Tarihi mekânlarda düzenlediğimiz defilelerle hem modayı hem kültürü aynı sahnede buluşturarak şehrimizin hikâyesini dünyaya anlatmaya devam edeceğiz. Ama sadece tarihi mekânlarla sınırlı kalmayacağız; şehrin her noktasına dokunmayı, Antalya’yı bütünüyle bir moda sahnesine dönüştürmeyi hedefliyoruz. Çünkü bu etkinlik, sadece bir moda haftası değil; Antalya’nın kimliğini global moda sahnesinde temsil eden kalıcı bir marka olacak.


Kariyerinizde dönüm noktası olan, ‘Evet, artık kendime güveniyorum’ dediğiniz bir an var mı?


Benim için organizasyon ve üretmek hiç bitmeyecek kadar uzun bir yol. Daima öğrenmeye dayalı; çünkü dünya sürekli değişiyor, moda sürekli değişiyor. Organizasyon konusunda kendime her zaman güvendim; zaten her şey, önce kendine güvenmekle başlıyor.

Antalya Fashion Week dışında da yıl boyunca farklı ve ses getiren etkinlikler hayata geçiriyoruz. Bizlere güvenen vizyoner markalarla birlikte, şehre ve sektöre değer katan unutulmaz projelere imza atıyoruz. Bu da bana her defasında yeniden enerji ve ilham veriyor.

Kariyerimde dönüm noktası dediğim an ise Antalya Fashion Week’in ilk yılı ve ilk kez sahneye adım attığım andı. Yıllarca kafamda tasarladığım bir hayalin gerçeğe dönüştüğünü görmek bana büyük bir güç verdi. O andan sonra ‘Evet, artık kendime güveniyorum’ dedim. Bugün hâlâ hem kendime hem vizyonuma, ve en çok da ekibime güveniyorum. Ama aynı zamanda hayat boyu öğrenmeye devam edeceğimizi de biliyorum.


“Her şey kendine güvenmekle başlıyor; ama en çok ekibime güveniyorum ve hayat boyu öğrenmeye devam edeceğimizi biliyorum.”


Büyük projelerle uğraşmak kolay değil elbette… Peki bu yoğunluk içinde enerjinizi ve motivasyonunuzu ne besliyor?


Büyük projelerle uğraşmak elbette kolay değil ama enerjimi ve motivasyonumu besleyen birkaç önemli kaynağım var. Öncelikle işimi tutkuyla yapıyorum; bu benim için sadece bir meslek değil, hayatıma anlam katan bir yolculuk. Moda dışında en büyük ilham kaynağım doğa. Antalyalı olmaktan gurur duyuyorum; Likya Yolu’nda yürümek, antik kentleri gezmek ya da Kaleiçi’nin taş sokaklarında dolaşmak ruhumu besliyor. Bir Yörük olarak organizasyonlardan sonra yaylalara çıkıp toprakla, çiçeklerle ve ağaçlarla ilgilenmek bana huzur ve tazelenme sağlıyor.


Müziğe de büyük ilgim var, özellikle klasik müzik ruhumu besliyor. Anadolu’nun zengin ezgileri de hep ruhuma dokunuyor ve koreografilerime mutlaka yansıyor. Ve en önemlisi, her zaman yanımda olan ekibimin inancı ve enerjisi… Onlar bana her defasında güç veriyor ve yolumu aydınlatıyor.


Sizce Eda Meltem Yılmaz’ı en iyi tanımlayan şey nedir? İnsanlar sizin adınızı duyduğunda akıllarında kalmasını istediğiniz o imza niteliğindeki şey ne olurdu?


Bence beni en iyi tanımlayan şey, hayallerimin peşinden hiç vazgeçmeden koşmam. İnsanlar adımı duyduğunda akıllarında kalmasını istediğim şey; inanç, azim ve yaratıcılıkla Antalya’dan çıkıp uluslararası bir vizyon ortaya koyabilmiş olmam.

Benim imzam, bir şehri modayla dünyaya tanıtmak ve bunu tutkuyla, ekip ruhuyla ve disiplinle yapabilmek. İnsanlar Eda Meltem Yılmaz ismini duyduklarında, akıllarında ‘hayallerini gerçeğe dönüştüren, vizyonuyla ilham veren bir kadın’ olarak kalmasını isterim, temenni ederim.


Bu noktada sizler aracılığıyla; vizyonu ve profesyonelliğiyle her zaman yanımda olan sevgili eşim Ehat Lekovic’e, değerli ekip arkadaşlarıma, bu yıl vizyonları ve destekleriyle bizlere güç katan Antalya Valisi Hulusi Şahin’e, Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne ve Arso Group’a gönülden teşekkür ediyorum.


Antalya Fashion Week 2025 Stil Raporu


Işıltılı stiller, zamansız siluetler ve Akdeniz’in özgün ruhu… Antalya Fashion Week 2025, dünyadan ve Türkiye’den gelen tasarımcıların yeni koleksiyonlarıyla moda sahnesinde unutulmaz bir iz bıraktı. Çiğdem Akın’ın mitolojik esintiler taşıyan ‘Nemesis’i , Gökhan Yavaş’ın ‘su gibi hafif; miras gibi derin’ Holiday Heirlooms serisi, Murat Aytulum’un gizemli Moon Light koleksiyonu, Recep Demiray’ın doğduğu topraklardan ilham alan güçlü çizgileri, John Herrera’nın zarafet ve asaleti yansıtan tasarımları ve Tuba Ergin’in Antik Roma’nın izlerini taşıyan özel koleksiyonu ‘Gilded Symphony’ AFW 2025 podyumuna damga vurdu.

Altın tonlarında drapeli elbiselerden şeffaf dokulara, maskülen takımlardan romantik formlara uzanan stiller, Antalya’nın tarihi dokusuyla bütünleşerek gerçek bir moda şölenine dönüştü